FETÖ’nün Zirve Cinayetlerinden sonra yaşadığı tedirginlik…
-Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen ve 1’i Alman uyruklu 3 misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi FETÖ kumpas davasında yargılanan eski jandarma istihbarat Uzman Çavuş Zirve Yayınevi olayından sonra cemaatin yaşadığı büyük tedirginliği anlattı… “Mahrem imam yurtdışına kaçırıldı”
- Mahrem imamlar; “Evet, deşifre olunca örgüt bizi Dubai’ye gönderdi”
Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen ve 1’i
Alman uyruklu 3 misyonerin öldürüldüğü Zirve Yayınevi davasında FETÖ silahlı
terör örgütün adına jandarma personeline kumpas kurarak davaya dahil
edilmelerine ve yaklaşık 4 yıl tutuklanmalarına neden olan 1’i tutuklu, 5’i
yurt dışında firar olan toplam 10 sanıklı Zirve Yayınevi FETÖ Kumpas Davası
sanıklarından olan jandarma eski istihbarat personeli olan FETÖ’den itirafçı uzman
çavuş Adnan Dinçer, mahkemeye verdiği
ifadesinde; kendisinden sorumlu FETÖ mahrem imamın Zirve Yayınevi olayından
sonra yurtdışına kaçırıldığını belirterek, “Bu cinayetle ilgili olarak şüpheli
bir durumunun olduğunu anladım” dedi. 2 jandarma mahrem imam olan eski
öğretenler ise örgüt tarafından Dubai’ye gönderildiklerini itiraf ediyor.
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca, biri Alman 3 kişinin
öldürüldüğü Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin soruşturma sırasında FETÖ'nün
talimatıyla, kendilerinden olmayan askerleri engellemek ve örgüt mensubu
askerlerin önünü açmak için "İhbar mektupları" gönderilmesine
ilişkin, örgütün sözde TSK imamı Hamdullah Bayram Öztürk, sözde teknik işlerden
sorumlu yardımcısı "Metin" kod isimli Rıdvan Akovalı, sözde Jandarma
Genel Komutanlığı sorumlusu "Atilla" kod adlı Suat Yiğit, sözde
Diyarbakır bölge sorumlusu "Latif" kod isimli Nihat Keskin, mahrem imamlar
Mehmet Ali Badak ve Özgür Birdal ile sözde
gizli tanık İlker Çınar’ında arasında yer aldığı 1’i tutuklu, 5’i firarda olan
10 sanık hakkındaki Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın dosyasında
ilginç ifadeler bulunuyor.
-“Evime geldiğinde çok telaşlıydı, Bana bazı
sıkıntılar olduğunu ve Malatya'dan gideceğini söyledi”
Davada tutuksuz yargılanan ve Zirve Yayınevi döneminde Malatya
İl Jandarma Komutanlığında istihbarat personeli olarak çalışan eski uzman çavuş
Adnan Dinçer ifadesinde; “Malatya'da bu
Zirve Yayınevi saldırısı gerçekleştikten sonraki tarihle emniyetteki ifademde
belirttiğim Vahdettin kod adlı Özgür Birdal ile kendi evimde görüşmüştüm. Vahdettin kod
evime geldiğinde çok telaşlıydı, Bana bazı sıkıntılar olduğunu ve Malatya'dan
gideceğini, cemaatin başka bir yere kendisini tayinini çıkaracağını söylemişti.
Ben de kendisine sıkıntının ne olduğunu sorduğumda, o dönem Malatya İl Jandarma
Komutanı olan Mehmet Ülger ve çalışma arkadaşlarının Zirve Yayınevi cinayetleri
ile ilgili olarak bir dosya hazırladıklarını, bu dosyada kendisinin de isminin
geçtiğini öğrendiğini, bu dosyayı Jandarma Genel Komutanlığına göndereceklerini
duyduğunu, bu sebeple de görev yaptığı Elazığ'dan ayrılması gerektiğini bana
söyledi. Ben bu görüşmeden sonra Vahdettin ile o dönem hiç görüşmedim. Bir iki
yıl geçtikten sonra Muğla ilinde okul müdürlüğü yapan yeğenim H.D., beni aradı ve yanında beni tanıyan biri
okluğunu söyleyerek telefonu ona verdi, Kendisi ile görüştüğüm an bu şahsın
sesinden hemen zaten Vahdettin kod adlı şahıs olduğunu unladım. Halimizi
hatırımızı sorduktan sonra Muğla’da ne yaptığını sordum. Kendisi de bana Menteşe
ilçesinde bağlı Bayır Kasabasında okul müdürlüğü yaptığını, yeğenim H.
soyadının D. olduğunu öğrenince akrabam olduğunu anladığım ve bu şekilde beni
aradıklarını söyledi. Kendisiyle bu şekilde görüşmemiz olunca daha önceki
görüşmemize de bahsettiği üzere cemaatin kendisini buraya tayin ettirdiğini
anladım.” İfadelerini kaydetti.
-“Mahrem imamı yurtdışına kaçırmışlar…”
2009-2010 yıllarında hatırlamadığım bir tarihte bu
Vahdettin kod adli şahıs kapımı çaldı. Kafasında siyah bere vardı ve sadece
gözleri gözükür şekilde giyinmişti. Ben kendisinin bu şekildeki giyinmesinden
de tedirgin olduğunu anladım. Eve davet ettim. Kendisi ile sohbet ettik. Halini
hatırım sorduğumda başlarına çok iş geldiğini, Elazığ’dan Muğla'ya tayini,
çıktıktan sonra cemaatin karı-koca kendilerini meslekten istifa ettirdiğini,
sonra kendilerini İstanbul’da bir eve götürerek bu eve yerleştirdiklerini, daha
sonra da Zirve Yayınevi cinayeti davası gündemden düşmeyip de kendisinin de
tutuklanma ihtimalinin bulunduğundan, kendisini ve eşini cemaatin yurtdışına
kaçırdığını, daha sonra ortalık sakinleşince ülkeye geri döndüğünü ve
muhtemelen öğretmenliğe geri döneceğini, Malatya'ya da kayınpederini ziyarete
geldiğini söylemişti. Ben tam olarak Vahdettin kod adlı şahsın bu Zirve
Yayınevi cinayeti ile ilgisini bilmiyorum. Ancak bu anlattığım olayları ve
kendisi ile yaptığımız görüşmeleri göz önüne aldığımda, bu cinayetle ilgili
olarak şüpheli bir durumunun olduğunu anladım.
Zira dediği şekilde gerçekten tayini de gerçekleşmişti.”
-“Mahrem imama operasyon yapılacaktı, engelledim”
Malatya’da çalışırken FETÖ mahrem imamlarına il komutanı
ve il komutanının yaptığı görüşmeler ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi
aktardığını da itiraf eden eski istihbaratçı uzman çavuş Adnan Dinçer, Malatya İl Jandarma Komutanlığının 2006
yılında FETÖ mahrem imamına yönelik operasyonunu da engellediğini de itiraf
ederek olayı şu şekilde anlattı; “Tarihini tam hatırlamadığım bir günde Mehmet
Çolak (FETÖ kumpası ile cezaevinde 4 yıl yattı) yanıma geldi ve bana hitaben; ‘Hemen çıkalım
ihbarda bulunacağız’ şeklinde söyledi. Ben de kendisine; ‘Ne ihbarı?’ şeklinde söyledim. Akabinde bana hitaben; ‘Elazığ'dan
Malatya'ya bir araç gelecek, içinde silah ve mühimmat var. Malatya'da eylem
yapacak’ şeklinde sözler söyledi ve gelen aracın plakasını da bana söyledi. Plakayı
söyleyince ben de bu plakanın Özgür Birdal'a ait olduğunu anladım. Bunun
üzerine hemen Vahdettin kod adlı özgür Birdal'ın acil durumlarda aramamız için
vermiş olduğu şu an numarasını hatırlamadığım numarasını kontörlü hattan aradım
ve bu hafta sonu Malatya'ya gelip gelmeyeceğini sordum. O da geleceğini
söyledi. Ben de kendisine kendi aracı ile gelmemesini, dolmuş ile gelmesini
söyledim ve sonrasında Malatya'ya geldiğinde olayı kendisine anlattım. Ben, bu
aramayı tarihini hatırlamadığım bir Cuma gününün akşamı 2006 yılında yaptığımı
hatırlıyorum. Aradığım kontörlü hattın yerini de istenilmesi halinde
gösterebilirim. Özgür Birdal'dan sonra
Orhan Kod adlı Nihat geldi onunla fazla görüşmem olmadı, sonra Mehmet Ali Badak
ile fazla görüşmemiz olmadı ondan sonra Maden Mühendisi biri vardı onunla
görüştüm sonra Adana iline tayin oldum gittim.”
-Mahrem imamlar; “Örgüt bizi Dubai’ye gönderdi”
Jandarma mahrem imam ve eski öğretmen Özgür Birdal’da
mahkemedeki ifadesinde; “Mahrem imam olarak 2006 yılının sonlarına doğru
deşifre oldum. Ben görevi öğretmen Mehmet Ali Badak’a devrettim. Dönemin Alay Komutanı
Albay Mehmet Ülger, cemaate karşıydı. Ve bizi deşifre etti. Alay Komutanının
her adımını takip ediyorduk, ziyaretlerini ve görüşmelerini biliyorduk. Zirve Yayınevi davasına gönderilen ihbar
mektupları FETÖ’nün yazım jargonuna benziyor. Zirve Yayınevi cinayetleri
sonrasında Jandarma Genel Komutanlığında örgütün üst düzey yöneticisi olarak
bildiği Rıdvan Akovalı Malatya’ya geldi ve havaalanında alarak bir internet
kafeye bıraktım, daha sonra 2 saat sonra geri alıp havaalanına bıraktım. Deşifre
olmamız nedeniyle öğretmenlikten istifa ederek örgütün TSK imamı olan Hamdullah
Öztürk tarafından 2008 yılında diğer mahrem imam Mehmet Ali Badak ile birlikte
Dubai’ye gönderildik.”
Jandarma mahrem imamı ve eski öğretmen Mehmet Ali Badak
ise verdiği ifadesinde sorumluluğundaki jandarma personelinden örgütün istemiş
olduğu bilgileri aldığını itiraf ederek, 2007 Ocak’ta deşifre olunca örgütün
yönlendirmesi ile öğretmenlikten istifa ettiğini ve örgüt tarafından yurtdışına
gönderildiğini mahkemede anlattı.
Zirve Yayınevi Davasına dahil edilerek tutuklanan,
yargılama sonucunda beraat eden Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Malatya eski İl
Jandarma Komutanı Emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger, dönemin Malatya İl Jandarma
Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Haydar Yeşil, İnönü Üniversitesi
Öğretim Görevlisi Ruhi Abat, dönemin İl Jandarma Komutanlığında görevli
Astsubaylar Abdullah Atılgan ve Murat Göktürk, uzman çavuşlar Mehmet Çolak,
Adil Akçay ve Adem Gedik ile sivil Levent Kağan Türk’ün (Levent Gelegen)
FETÖ’nun kurduğu kumpas nedeniyle davada mağdur olarak yer alıyorlar.
Mağdurların büyük bir bölümü yaklaşık 4 yıl cezaevinde tutuklu kalmıştı.
Dava da İlker Çınar tutuklu, eski istihbarat uzman çavuş Adnan Dinçer, jandarma mahrem imam öğretmenler
Özgür Birdal ve Mehmet Ali Badak ve tutuksuz, FETÖ’den tutuklu Nihat Keskin ile
birlikte halen yurtdışında firar olan TSK imamı ve örgütün yaın organi Zaman
Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Hamdullah Bayram Öztürk, sözde teknik işlerden
sorumlu yardımcısı "Metin" kod isimli Rıdvan Akovalı, sözde Jandarma
Genel Komutanlığı sorumlusu "Atilla" kod adlı Suat Yiğit, Deniz Civelek
ve Nihat Özçelik yargılanıyor.
Malatya’da 18 Nisan 2007 tarihinde meydana gelen olay da
misyoner kitaplarını satışını yapan Zirve Yayınevi’nde 1’i Alman uyruklu 3
misyonerin öldürülmüştü. Olayın şüphelisi olarak 5 genç, olay yerinde suçüstü
yakalanmış ve 12 yıl süren yargılama sonucunda her sanık 3’er kez
“ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası ile 39’ar yıl 9’ar ay hapis cezası
almıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder